İçeriğe geç

Paralel görmek ne demek ?

Paralel Görmek Ne Demek? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Açısından Bir Bakış

Toplumda Paralel Görmek: Ne Anlama Geliyor?

Paralel görmek, basitçe birbirinden bağımsız iki olgu veya durumu aynı anda, ama birbirinden farklı gözlemlerle görmek anlamına gelir. Bu terim genellikle toplumsal yapılar, ilişkiler ve davranış biçimleri bağlamında kullanılabilir. Ancak sokakta, işyerinde ya da toplu taşımada gözlemlediğimiz sahnelerde, bu terimin derin anlamlarını daha net bir şekilde hissedebiliriz. İstanbul gibi büyük ve dinamik bir şehirde yaşayan biri olarak, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet konuları üzerine düşünürken paralel görmek, aslında toplumu birden fazla açıdan görmeyi ifade eder.

Toplumsal Cinsiyet ve Paralel Görme

İstanbul’un sokaklarında yürürken, bazen gözlerim farklı dünyaları aynı anda görüyor. Bir köşede, kadınların işyerlerinde, evlerinde ya da kamusal alanlarda karşılaştıkları zorlukları gözlemliyorum. Diğer tarafta ise bir erkek, ne zaman kollarını sıvasam, toplumsal normlara uymadım diye şaşkın bakışlarla beni süzüyor. Oysa her ikisinin de karşılaştığı toplumsal baskılar farklı, ama bir şekilde her iki bakış açısı da paralel bir şekilde gelişiyor.

Kadınlar için toplumsal cinsiyet normları genellikle fiziksel görünüm, ailevi roller ve iş gücüne katılım üzerinden belirleniyor. Toplumun büyük kesimi, kadınları daha “geleneksel” rollerle ilişkilendirirken, erkeklerden beklentiler de çoğu zaman “güçlü”, “lider” ve “sorumluluk sahibi” olmaları yönünde oluyor. Bu iki farklı bakış açısı, aslında toplumun farklı katmanlarında paralel bir şekilde var olmaktadır. Örneğin, bir kadının iş yerinde gösterdiği başarı ile bir erkeğin başarıya ulaşması, aynı noktada buluşmuyor. Kadınlar, en basitinden, liderlik pozisyonlarına gelene kadar bir dizi engelle karşılaşıyorlar, oysa erkekler bu yolları daha kolay aşıyorlar.

Çeşitlilik ve Paralel Görme: Farklı Kimlikler, Aynı Savaşlar

Farklı kültürel kimliklere, etnik kökenlere ve cinsel yönelimlere sahip olan bireyler de İstanbul’un sokaklarında paralel yollar izliyorlar. Çeşitli grupların toplumda nasıl bir yer edinmeye çalıştığına dair gözlemlerim bana paralel görmenin başka bir boyutunu gösteriyor.

Toplu taşımada, farklı ırklardan, etnik kökenlerden gelen insanların yanında oturmak bazen, kimlikler arası bir çekişmenin görüldüğü bir sahne olabilir. Belki bir grup, dışlanmış hissettikleri için göz göze gelmemek için çaba sarf ederken, diğer grup sosyal normlara uymayan şekilde, daha görünür bir şekilde başkalarına müdahale edebiliyor. İşyerlerinde ise, göçmen kökenli çalışanların, diğer çalışanlara göre daha az takdir gördüğünü ya da fırsat eşitsizliğiyle karşılaştıklarını gözlemliyorum. Bazen sadece soyadları nedeniyle, bir kişi daha üst bir pozisyona getirilmiyor ya da daha düşük maaşla çalıştırılıyor.

Buradaki paralellik, bazen bir grup için kimlik meselesinin bir engel haline gelmesi, diğer grup içinse kimliklerinin “doğal” bir avantaj gibi görülebilmesinde yatıyor. Aynı toplumda, farklı grupların zorlukları paralel bir biçimde sürerken, birbirini görmeden, birbirini anlamadan yaşamaya devam ediyoruz.

Sosyal Adalet Perspektifinden Paralel Görme

Sosyal adalet, toplumda tüm bireylerin eşit haklara sahip olması gerektiğini savunan bir düşünce yapısına dayanır. Ancak sokakta, toplu taşımada, işyerinde veya sosyal hayatta gördüğümüz manzaralar, adaletin ne kadar uzak olduğuna dair de bir gerçeği ortaya koyuyor. Toplumsal cinsiyet, ırk ve diğer kimlikler üzerinden toplumda çeşitli gruplara dayatılan eşitsizlikler, paralel yolların varlığını sürdürüyor.

Bir kadın olarak, sokakta yürürken bazen kollarımda, saçımda, giyimimde bile normlara uymayan bir şey arayan bakışlar hissediyorum. Çalışma hayatımda da, erkekler için daha tanıdık olan pozisyonlara gelmemin “kolay” olmadığını biliyorum. Benim için, paralel görmek demek, bu baskıların ne kadar görünür olduğunu ve toplumun hangi gruplarını dışladığını anlamak demek. Aynı şekilde, farklı ırklara ve etnik kökenlere sahip insanlar için de benzer bir adalet mücadelesi söz konusu. Herkes aynı fırsatları bulamıyor, her birey eşit şekilde takdir edilmiyor. Bunun sonucunda, toplumda adaletin bir şekilde eksik olduğu bir tablo ortaya çıkıyor.

Sonuç: Paralel Görmek ve Gerçek Değişim

Toplumun çeşitli kesimleri, paralel bir şekilde farklı kimliklerle mücadele ediyor. Ancak, bu paralellik her zaman eşitlik ve adalet arayışını etkilemiyor. Örneğin, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadınların görünürlüğünü ve fırsatlarını kısıtlarken, aynı zamanda erkekler için de belirli baskılar yaratıyor. Toplumun daha adil, daha eşitlikçi ve daha çeşitliliğe duyarlı bir hale gelmesi için, paralel yolların bir araya getirilmesi, ortak anlayışların inşa edilmesi gerekiyor.

Sosyal adaletin sağlanması için bu paralellikleri tanımak, her bir grubun karşılaştığı zorlukları ve eşitsizlikleri daha net bir şekilde görmek oldukça önemli. Sadece tek bir yolun değil, birçok yolun birbirini tamamlayarak adaletin peşinden gitmesi gerektiğini anlamalıyız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

beylikduzu escort beylikduzu escort avcılar escort taksim escort istanbul escort şişli escort esenyurt escort gunesli escort kapalı escort şişli escort megapari-tr.com
Sitemap
ilbetvdcasino yeni girişstphelps.orghttps://www.betexper.xyz/