TBMM Kapalı Oturum Yapabilir mi? Geleceğe Dair Merak Uyandıran Bir Beyin Fırtınası Bazen geleceği anlamak için geçmişin gölgelerine bakmak gerekir. İşte tam da bu yüzden bu yazıyı kaleme alıyorum. “TBMM kapalı oturum yapabilir mi?” sorusu ilk bakışta teknik bir hukuk sorusu gibi görünebilir. Fakat bu sorunun arkasında, geleceğin siyasetine, devlet yönetimine ve toplumun bilgiyle olan ilişkisine dair derin ipuçları yatıyor. Gelin birlikte bu konuyu sadece bugünün şartlarında değil, yarının dünyasında da tartışalım. Kapalı Oturum: Demokratik Bir Araç mı, Gizli Bir Silah mı? Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), yasama organı olarak kamuya açık oturumlarla şeffaflığı ve hesap verilebilirliği esas alır. Ancak…
Yorum BırakMekanik Hikaye Günlüğü Yazılar
Gürpınar İlçesi Nereye Bağlı? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücüyle Coğrafyayı Anlamak Bir Eğitimcinin Gözünden: Öğrenmek, Dönüşmektir Öğrenme, yalnızca bilgi edinmek değildir; düşünme biçimimizi, dünyayı algılama yöntemimizi ve kendimizi ifade etme kapasitemizi dönüştürür. Her yeni bilgi, zihnimizde yeni bağlantılar kurar. Gürpınar ilçesinin nereye bağlı olduğunu öğrenmek, ilk bakışta yalnızca coğrafi bir bilgidir. Fakat bir eğitimcinin gözünden bakıldığında, bu basit soru bile öğrenmenin yapısını, insan zihninin merakını ve bilgiyi anlamlandırma sürecini yansıtır. Pedagojik açıdan bakarsak, her bilgi, öğrenenin yaşamında bir yere oturduğunda anlam kazanır. Gürpınar’ı bir harita üzerinde bulmak, aslında öğrenmenin haritasında kendi yerimizi bulmak gibidir. Gürpınar İlçesi: Van’ın Sessiz ve Derin Hikâyesi Gürpınar…
Yorum BırakKardeşlerin Kan Grupları Aynı Olur Mu? Bir Aile Hikayesi Üzerinden Bazı sorular, hayatımıza farklı açılardan dokunur. “Kardeşlerin kan grupları aynı olur mu?” gibi bir soru belki de hemen aklınıza gelmeyebilir. Ancak bir ailede, iki kardeşin farklı kan gruplarına sahip olması, ne kadar ilginç ve merak uyandırıcı bir durum olabilir, değil mi? Bugün, bu soruyu, aralarındaki güçlü bağlarla birbirini tamamlayan iki kardeşin hikayesi üzerinden keşfedeceğiz. Bir Aile, İki Kardeş: Ahmet ve Elif Ahmet ve Elif, iki farklı kişilikti. Ahmet, her zaman çözüm odaklı bir insandı. Mantığı, her zaman duygusunun önündeydi ve hayatına genellikle stratejik yaklaşımlarla yön verirdi. Elif ise tam tersi,…
8 YorumGeçmişin Parlayan Yüzü: Bakırın Orijinal Renginin Tarihsel İzinde Tarih, yalnızca savaşların, kralların ve zaferlerin hikâyesi değildir; aynı zamanda insanoğlunun doğayla kurduğu derin ilişkinin bir yansımasıdır. Ben bir tarihçi olarak, maddelerin dilini okumayı bir tür zaman yolculuğu olarak görürüm. Her metal, her taş, her pigment insanlık tarihinin farklı bir dönemine açılan bir penceredir. İşte bu pencerelerden biri de bakırdır. Onun orijinal rengi, sadece kimyasal bir özellik değil; uygarlıkların, ekonomilerin ve estetiğin temel taşlarından biridir. Bakırın Orijinal Rengi: Zamanın Paslanmayan Sıcaklığı Bakırın orijinal rengi sıcak kırmızımsı kahverengi tonlardadır. Parlak, canlı ve sıcak bir ışıltıya sahip olan bu renk, tarih boyunca insanın doğayla…
8 YorumÇelik Halat Ne ile Kesilir? Geçmişten Günümüze Bir Tarihsel Bakış Geçmişi Anlamak, Bugünü Anlamaktır Tarihçi olarak, geçmişe bakarken yalnızca eski olayları, insanları veya teknolojileri incelemekle kalmaz, aynı zamanda bu olayların bugünkü dünyamıza nasıl şekil verdiğini de anlamaya çalışırım. Her bir teknolojik gelişme, bir dönemin ruhunu yansıtır ve toplumsal dönüşümlere katkıda bulunur. Çelik halat, günümüzün en dayanıklı ve güçlü malzemelerinden biri olarak, tarihsel süreçlerde önemli bir yer tutar. Ama çelik halat neyle kesilir? Bu soruyu sormak, aslında geçmişin kırılma noktalarına ve insanlığın bu güçlü materyali kesme kapasitesine dair önemli bir pencere açmaktadır. Çelik halatlar, dayanıklılıkları ve kuvvetli yapılarıyla tanınırken, bir yandan…
8 YorumYıldızlara Ne ile Bakarız? Ekonomik Bir Perspektiften Gökyüzüne Yatırım Bir ekonomist için gökyüzüne bakmak, yalnızca bir estetik deneyim değil; kaynakların sınırlı olduğu bir dünyada yapılan stratejik bir tercihtir. Her teleskop, bir yatırım aracıdır. Her gözlem, bir maliyet hesabının ürünüdür. “Yıldızlara ne ile bakarız?” sorusu, ilk bakışta çocukça bir merak gibi görünse de aslında derin bir ekonomik analiz davetidir. Çünkü insanın göğe yönelttiği her bakış, hem bireysel bir tercih hem de toplumsal bir kaynak dağılımıdır. Kaynakların Sınırlılığı: Bir Teleskobun Fiyatı, Bir Hayalin Bedeli Ekonominin temel ilkesi şudur: kaynaklar sınırlıdır, ama insanın arzuları sınırsızdır. Gökyüzüne bakmak da bu çelişkinin küçük ama anlamlı…
8 YorumYüksek Gerilim Kesici Nedir? Bir Felsefi Bakış Teknolojinin, insanlık için sunduğu olanaklar ve yarattığı tehlikeler arasında denge kurmak, her zaman bir felsefi mesele olmuştur. Özellikle yüksek gerilim kesicileri gibi enerji dünyasında kritik roller üstlenen araçlar, bizi ontolojik, epistemolojik ve etik sorularla karşı karşıya bırakır. Bir makine, bir cihaz ya da bir teknolojik çözüm ne kadar “güvenli” ve “işlevsel” olabilir? Bu gibi sorular, bizim teknolojiye olan bakış açımızı şekillendirir. Peki, yüksek gerilim kesiciler bu bağlamda ne ifade eder? Ontolojik Perspektiften Yüksek Gerilim Kesici Ontoloji, varlıklar ve varlıkların doğası üzerine düşündüğümüzde, yüksek gerilim kesiciler, bizlerin enerjiye ve teknolojiye olan ilişkisini açığa çıkarır.…
Yorum BırakYavuz Sultan Selim’in Annesi Türk mü? Güç, Kimlik ve Siyaset Üzerine Bir İnceleme Güç ilişkileri tarih boyunca yalnızca iktidarın biçimini değil, aynı zamanda toplumun değer sistemini, kimliğini ve aidiyet algısını da belirlemiştir. Bir siyaset bilimci olarak meseleye baktığımızda, “Yavuz Sultan Selim’in annesi Türk mü?” sorusu yalnızca bir etnik kimlik tartışması değildir; aynı zamanda devletin meşruiyetini, kadınların iktidar çevresindeki konumunu ve Osmanlı siyasal ideolojisinin çok katmanlı yapısını sorgulayan bir anahtardır. Bu soru, tarihin ötesinde bugünün kimlik politikalarına, vatandaşlık tartışmalarına ve ulusal aidiyetin nasıl inşa edildiğine de ayna tutar. — Güç ve soy: Osmanlı hanedanında meşruiyetin temeli Osmanlı İmparatorluğu’nda hükümdarlık yalnızca erkek…
Yorum BırakTürkçenin Bilinen İlk Grameri: Dil, Gerçeklik ve Bilginin Arasındaki Bağlantı Filozofik Bir Bakış: Dilin Köklerine İnen Bir Yolculuk Dil, insanın düşünme biçimini şekillendiren, dünyayı algılayışını ve anlamlandırışını düzenleyen bir araçtır. Dilin özü üzerine felsefi düşünceler, binlerce yıl öncesine dayanır. Nietzsche’nin “Dil, düşüncenin araçlarıdır” sözündeki gibi, dil yalnızca bir iletişim aracı olmanın ötesindedir. Dil, bizlerin dünyayı nasıl deneyimlediğimizi ve anlamlandırdığımızı belirleyen bir yapıdır. Her dil, bir toplumun kültürünü, değerlerini ve epistemolojik anlayışını yansıtır. Türkçenin bilinen ilk grameri ise, bu anlamda dilin ontolojik temellerini ve bilginin doğasını anlamamıza katkı sağlar. Türkçenin ilk gramerine baktığımızda, bu dilin sadece bir iletişim aracı olmadığını, aynı…
4 YorumKanarya Ne Yememeli? Küçük Bir Kuşun Sağlığına Büyük Etkisi Olan Yasaklar “Kuşlara her şeyi yedirebilirim, sonuçta doğada da ne bulsalar yerler” düşüncesi kulağa mantıklı gelebilir, ama bilim bu fikri çoktan çürüttü. Özellikle kanaryalar gibi hassas sindirim sistemine sahip küçük ötücü kuşlarda, yanlış beslenme sadece mide rahatsızlıklarına değil, karaciğer yetmezliği, metabolik bozukluklar ve erken ölüm gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. Peki bu kadar hayati bir konuda hâlâ en çok yapılan hata ne? Yanıt basit: Ne yememeleri gerektiğini bilmemek. Gel, konuyu bilimsel bir merakla masaya yatıralım ve kanaryaların uzak durması gereken yiyecekleri, nedenleriyle birlikte öğrenelim. Kanaryaların Sindirim Sistemi: Küçük Beden, Büyük Hassasiyet…
8 Yorum